Trans Yağ Ve Zararları

Sağlık riskleri
Kısmî hidrojene bitkisel yağlar yaklaşık 100 yıldır mutfaklar da önemli bir yer tutmaktadır ve trans yağ tüketiminin bazı zararlı etkileri bilimsel anlamda kabul görmüştür.

Trans yağların tam olarak hangi biyokimyasal yöntemlerle özel sağlık sorunları yarattığı hâlâ araştırılmaktadır. Bir teoriye göre insan lipaz enzimi yalnızca cis konfigürasyonda işlyebilir ama trans yağları metabolize edemez. Lipaz suda çözünen, trigliseridler, yağlar gibi yaşayan organizmaların çoğunda bulunan lipidlerin seindirilmesine, taşınmasına ve işlenmesine yardımcı olan bir enzimdir. Trans yağların koroner arter hastalıklarına neden olma mekanizması gayet açık anlaşılmıştır ama diyabete neden olma mekanizması hâlâ incelenmektedir.

Koroner kalp rahatsızlıkları
Trans yağ tüketiminin neden olduğu en önemli sağlık sorunu koroner kalp rahatsızlıklarıdır. 2006 yılında "New England Journal of Medicine"de yeralan bir rapora göre trans yağlar düşük tüketim oranlarında bile yüksek kalp rahatsızlığına neden olmaktadır. Bu araştırmaya göre ABD'de her yıl 30.000 - 100.000 arası kalp hastalığından olan ölümlerin nedeni trans yağ tüketimine bağlanabilir.

Trans yağların kalp hastalıkları üzerindeki etkilerin en önemli kanıtı, 1976 yılında başlandığından beri 120.000 kadın hemşirenin katıldığı Hemşirelerin Sağlık Araştırması'dır. Bu çalışmada, 14 yıl boyunca Hu ve çalışma arkadaşları, çalışma grubu populasyonunda 900 kalp rahatsızlığı vakasını analiz etti. Sonuçta bir hemşirenin tüketilen trans yağ kalori miktarının %2 artışına karşın kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin kabaca iki katına çıktığı hesaplanmıştır. Buna karşılık aynı oranda risk artışı için doymuş yağ kalori tüketiminde %15'lik bir artış gerekmektedir. "Doymuş yaplar ya da trans doymamış yağların yerine cis doymamış yağ tüketiminin, yerine aymı kalori miktarında karbonhidrat tüketiminden daha fazla oranda riski azalttığı görülmüştür." Hu aynı zamanda trans yağ tüketimini azaltmanın yararlarından da sözeder. Trans yağdan alınan besin enerjisinin %2'sini trans olmayan doymamış yağ ile değiştirmek kalp hastalığı riskini yarıdan fazla oranda (%53) düşürür. Benzer şekilde doymuş yağdan alınan besin enerjisini %5 oranında trans olmayan doymamış yağ ile değiştirmek kalp hastalığı riskini %43 oranında azaltır.

Bir başka çalışmada kalp rahatsızlığından ölümler üzerine yapılan incelemeler sonucunda trans yağ tüketiminin ölüm oranında artış ile bağlantılı olduğu ve çoklu doymamış yağ tüketiminin ölüm oranını azalttığı gösterilmiştir.

Bir kişinin kalp hastalığı riskini tespit etmek için yapılan iki test vardır; her ikisi de kan testidir. Birincisinde her iki kolesterol tipinin oranına bakılır; ikincisinde ise C-reaktif protein adı verilen sitokin sayısına bakılır. Sitokin testi daha güçlü olmasına karşın hâlen üzerinde çalışılmaktadır ve oran testi daha çok kabul görmüştür. Trans yağ tüketiminin her iki durum için etkisi şöyle belirtilmiştir:

  • Kolesterol oranı: Bu oran LDL ("kötü" kolesterol) ile HDL ("iyi" kolesterol) düzeylerini karşılaştırır. Trans fat doymuş yağ gibi davranarak LDL düzeyini artırır ancak doymuş yağın aksine trans yağ aynı zamanda HDL oranını da düşürmektedir. LDL/HDL oranında net artış trans yağda doymuş yağa göre yaklaşık iki kattır. Yüksek LDL/HDL oranı riski artırmaktadır.
  • C-reaktif protein (CRP): 700'den fazla hemşire üzerinde yapılan bir çalışma trans yağ tüketiminde dördüncü dörttebirlikte olanların kanında CRP düzeyinin birinci dörttebirlikte olanlardan %73 oranında daha yüksek olduğunu göstermiştir.
Diğer etkileri
Trans yağ tüketiminin olumsuz etkilerinin kalp rahatsızlıklarının ötesine gittiğine dair önermeler bulunmaktadır. Genel olarak trans yağ tüketiminin diğer kronik sağlık problemlerine yakalanma riskini özellikle artırdığına ilişkin daha az bilimsel fikirbirliği bulunur:

  • Alzheimer hastalığı: Şubat 2003'te "Archives of Neurology"de yayımlanan bir araştırma hem trans hem de doymuş yağ tüketiminin Alzheimer hastalığının ilerlemesini tetiklediği blirtilmiş
  •  ama bir hayvan modeli ile desteklenmemiştir.
  • Kanser: Trans yağ tüketiminin kanser riskini artırdığına dair belirli bir bilimsel fikirbirliği bulunmamaktadır. "The American Cancer Society" trans yağlar ile kanser arasında bir ilişkinin belirlenmediğini söyler. Bir çalışmada prostat kanseri ile trans yağ arasında pozitif bir bağlantı bulunmuştur. Ancak daha geniş bir başka çalışma trans yağlar ve yüksek derecede prostat kanserinde azalma ile ilgili bir korrelasyon ortaya çıkarmıştır. Kanser ve Beslenme Üzerine İleriye Yönelik Avrupa Araştırması'nın Fransız bölümü trans yağ asitlerinin tüketiminin artmasının göğüs kanseri riskini %75 artırabileceğini önermiştir.
  • Diyabet: Tip 2 diyabet riskinin trans yağ tüketiminin artmasıyla arttığına dair giderek artan endişeler bulunmaktadır. Ancak bir fikirbirliğine varılamamıştır. Örneğin bir çalışma trans yağ kullanımının dördüncü dörttebirliğinde olanlar için bu riskin daha yüksek olduğunu bulmuştur. Bir başka çalışma ise toplam yağ tüketimi ve VKI gibi diğer faktörler dikkate alındığında diyabet riski bulmamaıştır.
  • Obezite: Araştırmalara göre trans yağlar benzer kalori alımına nazaran kilo alımının ve karın yağlarının artışına neden olabilir.  Altı yıllık bir deney trans yağ diyeti ile beslenen maymunşarın vücut ağırlıklarının %7,2'si oranında kilo aldıklarını, tekli doymamış yağ diyeti ile beslenen maymunların ise yalnızca %1,8 oranında kilo aldıklarını göstermiştir. Hernekadar obezite ile trans yağ tüketimi popüler medya sıklıkla bağlantılı olarak gösterilse de,  bu aslında çok fazla kalori tüketmek ile alâkalıdır. Trans yağ ile obeziteyi bağlayan güçlü bir bilimsel fikirbirliği oluşmamıştır.
  • Karaciğer bozukluğu: Trans yağlar karaciğerde diğer yağlardan farklı metabolize olur ve delta 6 dezaturaza engel olur. Delta 6 dezaturaz gerekli yağ asitlerini hücrelerin fonksiyonu için gerekli olan arakidonik asit ve prostaglandinlere çeviren bir enzimdir. 
  • Kadında kısırlık: 2007 yılında yapılan bir çalışmada Karbonhidratların aksine trans yağ tüketiminde %2'lik bir artışın yumurta kısırlığında %73'lük bir risk oluşturduğu gösterilmiştir. 
  • Depresyon: İspanyol araştırmacılar altı yıl boyunca 12.059 kişinin yediklerini analiz ettiler ve daha çok trans yağ tüketenlerin tüketmeyenlere nazaran depresyona girme riskinin %48 daha yüksek olduğunu gösterdiler.
Kamu tepkisi ve düzenlemeler
Uluslararası
Uluslararası gıda ticareti Codex Alimentarius ile standartlaştırılmıştır. Hidrojene sıvı ve katı yağlar Codex Stan 19'da bulunur.  Süt ürünü olmayan kahvaltılık yağlar Codex Stan 256-2007'da bulunur.  Codex Alimentarius'da trans yağ olarak etiketlendirilmesi gereken yağlar trans konfigürasyonda karbon-karbon çift bağa sahip, konjuge olmayan [en azından bir metilen grup (-CH2-CH2-) ile kesilmemiş olan] tekli ya da çoklu doymamış yağ asitlerinin geometrik izomerleri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım özel olarak insan sütünde, süt ve et ürünlerinde doğal olarak bulunan sağlıklı trans yağları (vaksenik asit ve konjuge linoleik asit) dışarıda bırakır.
ABD
11 Temmuz 2003'te, Food and Drug Administration gıda maddelerinin üzerinde beslenme bilgileri kısmına trans yağların belirtilmesini gerektiren düzenlemeyi çıkarttı.  Yeni kural 1 Ocak 2008'den itibaren zorunlu hâle gelmiştir. Ancak diğer ülkelerin aksine, porsiyon başına 0,5 g'dan az trans yağ içeren gıdalar sıfır trans yağ içerir diye etiketlenebilir.
Arjantin
Ağustos 2006'dan itibaren trans yağ içeren gıda ürünleri etiketlenmek zorundadır. 2010 yılından itibaren doğrudan tüketicilere satılan bitkisel sıvı ve katı yağlar toplam yağın yalnızca %2'si oranında trans yağ içermek zorundadır. Diğer ürünler ise toplan yağın %52inden fazla trans yağ içeremez.
Avrupa Birliği
2004 yılında Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi trans yağ asitleri üzerine bilimsel bir görüş hazırladı.
Avustralya
Avustralya federal hükümeti fast food ürünlerinde trans yağların azaltılması için aktif politika izleyeceğini belirtmiştir. Federal sağlık bakanı eski yardımcısı Christopher Pyne fast food üreticilerinin trans yağ kullanımını azaltmalarını istemiştir. Trans yağlara ve doymuş yağlara olan bağımlılığın azaltılacağı bir ana plan taslağı 2007 yılında önerilmiştir.
Günümüzde Avustralya gıda etiketleme kanunları trans yağların toplam yağ oranından ayrı belirtilmesini gerktirmemektedir. Ancak 1996'dan beri Avustralya'da margarinde hemen hemen hiç trans yağ bulunmamaktadır.
Birleşik Krallık
Ekim 2005'te Gıda Standartları Ajansı (FSA) BK'da daha iyi bir etiketleme istemiştir.  29 Temmuz 2006'da British Medical Journal da daha iyi bir etiketleme isteyen bir yazı yayınlandı.
13 Aralık 2007'de, Gıda Standartları Ajansı gıdalarda trans yağ oranını azaltma ile ilgili şirketlerin gönüllü olarak çalışması sonucunda tüketicileri için besinlerin güvenli düzeylere geldiğini belirtmiştir.
15 Nisan 2010'da, BMJ (British Medical Journal) da çıkan bir yazıda bir sonraki yıl Birleşik Krallık'ta üretilen gıdalarda trans yağların tamamen ortadan kalkacağı yazılmıştır.
Brezilya
Brezilya Sağlık Bakanlığı'nın 23 Aralık 2003 tarihli 360 sayılı kararıyla ülkede ilk defa olarak gıda etiketleri üzerinde trans yağ miktarının belirtilmesini istemiştir. 31 Temmuz 2006'da bu etiketleme zorunlu tutulmuştur. 2007 yılında bakanlık, 2010 sonuna kadar Brezilya'da satılan endüstriyel besinlerde bulunan toplam trans yağ oranını maksimum %2'ye düşürecek bir hedef belirlemiştir.
Danimarka
Danimarka Mart 2003'te trans yağ içeren gıda ürünlerinin satışını düzenleyen katı kanunları çıkaran ilk ülke olmuştur ve bu kanunlarla kısmî hidrojene yağların satışı yasaklanmıştır. Sınırlama insanların tükettiği besin maddelerinde toplam yağ oranının %2'sini geçmemesidir. Bu kısıtlama final üründe değil de içeriğinde kullanılan maddelerdedir. Bu yasal düzenleme ile, Danimarka dünya üzerinde hazır gıdaların da dahil olduğu bir beslenme ile günlük 1 g'dan düşük trans yağ tüketilebilen tek ülke yapmıştır.  Danimarka hükümetinin günlük trans yağ tüketimini 6g'dan 1 g'a azaltması ile 20 yıl içinde iskemik kalp hastalığından ölümlerin %50 azalacağı hipotezi ileri sürülmüştür.
İsviçre
İsviçre, Danimarka trans yağ yasaklarını takip ederek Nisan 2008'de kendi yasaklarını uygulamaya almıştır.
Kanada
Aralık 2005'ten beri, Health Canada birçok gıda maddesi için beslenme bilgileri arasında trans yağ oranının da belirtilmesini istedi. Porsiyon başına 0,2 g'dan az trans yağ içeren ürünler trans yağ içermez diye etiketlenebilir. Kanada'da etiketlerde belirtilen trans yağ oranları hayvanlardan doğal olarak gelen trans yağları da içerir.
Türkiye
Ağustos 2007 yılından itibaren ürün içindeki toplam yağın 100 gramında 1 gramdan az trans yağ var ise ürünler "trans yağ içermez" olarak etiketlenebilir. Beslenme etiketlenmesi yapıldığı durumlarda trans yağ oranı da verilmek zorundadır
.

0 yorum: